Logomuz

Blog Single

Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.

Önce bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp, Papağan; o güzelim tüylerini bahane etmiş, Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış, Baykuş; yıkıntılarını özlemiş, Balıkçıl; kuşu bataklığını, yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi “şaşkınlık” ve sonuncusu yedinci vadi “yok oluş” ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş.

Şimdi kendi GÖKYÜZÜNDE UÇMAK ZAMANIDIR.

Bu rivayeti bizimle paylaşan;

B Klasman Teknik Komiser

Sayın Erkan URASLI‘ya teşekkür ederiz.

AVRASYA YÖNETİM KURULU